okuyanyazanbiri
okuyanyazanbiri Saç Örgüsü kitap incelemesi ile hipinup okuyucusuyla buluşuyor… Laetitia Colombani’nin romanınını yorumlayan okuyanyazanbiri Saç Örgüsü kitap incelemesi bu yazıda…
Bu yıl keşfettiğim ve en sevdiğim kitaplardan biri oldu ‘Saç Örgüsü’. Üç farklı kadın, üç başka hayat. Ülkeleri ayrı, dilleri farklı, hayatları birbirinden çok uzak ama istekleri aynı; eşitlik ve özgürlük! Dünyanın neresinde olursanız olun, bu üç kadının hikayesinden bir iz bulursunuz hayatınızda. Ve hissedersiniz.
‘Saç Örgüsü’nde Hindistan, Sicilya ve Kanada’dan üç kadının hayatından kesitlere şahit oluyoruz. Şartlar tamamen farklı olsa da ‘yaşam mücadelesi’ denen şeyin herkesi kendi evinden sınadığı ortak bir hikayeye eşlik ediyoruz.
İtalya, Kanada, Hindistan
İtalya’da yaşayan Giulia, babasının atölyesinde çalışan genç bir kadın. Babasının geçirdiği kaza sonrası nesillerdir faaliyet gösteren aile yadigârı atölyenin batmak üzere olduğu gerçeğiyle yüzleşiyor. Ya bir yol bulacak ya da koca bir nesil kaybolacak. Atöyle ne iş mi yapıyor? Dünyanın dört bir yanından gelen ya da bağışlanan gerçek saçlarla peruk…
Kanada’nın başarılı ve tanınmış avukatlarından Sarah, çalıştığı hukuk bürosunda uğruna ömrünü harcadığı terfinin arifesinde çok yıkıcı bir şey fark ediyor; kanser. Tüm kariyer planları alt üst olmak üzere. Ve o güzel saçları…
Hindistan’da kast sisteminin en alt tabakası olan ‘Dalit’lere mensup Smita, tek hayali kızını bu yoksul hayattan kurtarıp, okula gönderebilmek olan mücadeleci bir kadın. Kaçıyorlar; sahip oldukları tek şey güçlü, sağlıklı, uzun saçları ve umutları…
Ve üç tutam birleşiyorİ
İşte Fransız tiyatro yazarı ve yönetmen Laetitia Colombani’nin bu ilk romanında bir araya getirdiği üç nefis kadının özetle böyle birer hikayesi var. Kitabın merakla okutan kurgusunu çok sevdim. Kadınların hikayeleri sırayla birbirini takip ediyor. Okurken kadınlar arasında bir bağ doğacağını hissediyorsunuz ya da yolların bir noktada kesişeceğini. Bu da merakınızı iyice yükseltiyor ve kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Ve final… Sonunda Smita, Sarah ve Giulia fiziksel olarak karşılaşmasalar da, habersizce birbirlerinin hayatına dokunarak, özgürlüğün ilk kıvılcımını ateşliyorlar. Örgünün üç farklı tutamı birleşerek, şahane bir ahenk oluşturuyor.
Fransa’da 1 milyon sattı
Kitaptaki 3 kadın da ayrı güzel, cesur ve güçlü. Ama Hindistan’dan Smita ve kızının hikayesi bambaşka! ‘Saç Örgüsü’ yazarın memleketi Fransa’da 1 milyondan fazla satılıyor. 40 dile çevriliyor ve 9 ödül alıyor. Bence de kitap tüm bu coşkuyu fazlasıyla hak ediyor!
